Переводы „açık“ в словаре турецко » немецкий

I . açık <-ğı> СУЩ.

açık

Defizit ср.

açık

Fehlbetrag м.

II . açık <-ğı> ПРИЛ.

1. açık (nicht geschlossen):

açık

offen

açık

geöffnet

2. açık (nackt):

açık

bloß

3. açık:

açık

geräumig

4. açık (Wetter):

açık

heiter (Himmel)

açık

klar

5. açık (Farbe):

açık

hell

6. açık (hell, deutlich):

açık

klar

7. açık (Stelle):

açık

offen

8. açık (öffentlich):

açık

publik

9. açık перенос.:

açık

deutlich, eindeutig

açık bırakmak (offen lassen) -i

auflassen etw

açık çek ФИНАНС.

Blankoscheck м.

açık fikirli

aufgeschlossen

açık havada

im Freien

açık hava tiyatrosu

Freilichttheater ж.

açık hava müzesi

Freilichtmuseum ср.

açık saçık fam (Kleidung)

freizügig (schamlos)

açık saçık fam (Kleidung)

obszön

açığa çıkarmak -i

enthüllen etw

açığa çıkarmak -i

entlassen jdn

acık ugs

acık → azıcık

Смотри также azıcık

azıcık НАРЕЧ. fam

azıcık

ein bisschen

açık saçık pej

açık saçık

halb nackt

açık saçık übtr

zotig

açık sözlü

açık sözlü

offenherzig

açık tohumlular BOT

açık tohumlular

Nacktsamer pl

gözü açık

gözü açık

wachsam

gözü açık ugs

auf Draht, fix

sol açık SPORT

sol açık

Linksaußen m

Переводы „açık“ в словаре немецко » турецкий

açık yargılama СУЩ.

açık yargılama

öffentliche Verhandlung ж.

Примеры со словом açık

açık fikirli

aufgeschlossen

açık havada

im Freien

açık çek ФИНАНС.

Blankoscheck м.

açık saçık fam (Kleidung)

freizügig (schamlos)

eli açık

freigiebig, großzügig

yarı açık

halb offen

mülahazat hanesini açık bırakmak

sich jedes Urteils enthalten

herkesin kullanımına açık yazılım ИНЕТ

Public-Domain-Software ж.

açık bırakmak (offen lassen) -i

auflassen etw

açık hava tiyatrosu

Freilichttheater ж.

açık hava müzesi

Freilichtmuseum ср.

yolun(uz) açık olsun!

gute Reise!

belirgin, besbelli, açık, aşikâr, apaçık, ortada

evident

(biri(si)nin) boy hedefi olmak, (biri(si)ne) açık vermek

(jemandem) eine Angriffsfläche bieten

Одноязычные примеры (не проверены редакцией PONS)

турецкий

Anlatımda basit, yalın, açık ve konuşmayı andırır bir yolda ilerlerler.

tr.wikipedia.org

Açık yıldız kümeleri ve küresel yıldız kümeler iki ayrı grup oluştururken, aşırı seyrek bir küresel kümeyle çok zengin bir açık yıldız kümesini karşılaştırmak doğru olmaz.

tr.wikipedia.org

Küçüktü, bakımı kolaydı ve bacakları özellikle elektrik akımına karşı diğer adaylar arasından açık ara en iyi tepkiyi verendi.

tr.wikipedia.org

Açık denizlerde çok yaygın bir yük olan amonyum nitratın yanı sıra, güvertede hafif silah mühimmatı, makineler ve sisal sicim balyaları taşıyordu.

tr.wikipedia.org

Parkta geniş çim alanlar, sportif etkinlikler, botanik bahçeleri, bir kuşhane, bir su parkı, iki açık hava konser salonu ve yapay göller bulunur.

tr.wikipedia.org

Liderler, kitle üzerinde hipnoz etkisi yaratabilmek için arzularını açık ve kesin doğrular şeklinde iletmeli, istekler sık sık tekrar edilmelidir.

tr.wikipedia.org

Siyah saçlı, mavi gömlekle açık kahverengi bir şort giymiş, kulaklık takmış ve omzuna asılmış bir bazuka asılı olan açık tenli bir kadın olarak tasvir edilir.

tr.wikipedia.org

Sonunda onca uğraş sonrası mutlu sona ulaşılsa da bitiş düdüğü öncesi serinin bir sonraki filmine de açık kapı bırakmaktadır.

tr.wikipedia.org

Eric kitapta aşırı yardımsever, uzun boylu açık tenli, siyah yağlı saçlı olarak tasvir edilmektedir.

tr.wikipedia.org

Bu, toplara karşı daha etkiliydi ancak surların dibinin gözlemlenememesine ve sürpriz saldırılara açık olmasına sebebiyet verdi.

tr.wikipedia.org