Yargılamalar, tutuklanması, yargılanması ve ağır ahlaksızlık suçlamalarıyla mahkum edilmesi için yeterli kanıt sağladı.
tr.wikipedia.org Zamanla sahtekarlık, ahlaksızlık ve gaddarlıktan uzak, cömert, erdemli, ama kararlı bir hükümdar olarak ünlendi.
tr.wikipedia.org Tarihçiler, o dönemde tiyatronun aşağı tabaka için olduğu şeklinde bir inanış olduğuna ve onları ahlaksızlık ve tembelliğe ittiğine inanıldığına işaret eder.
tr.wikipedia.org Galip gelenler böyle bir hayatı miras alacaklar, fakat “iğrenç pisliklere bulaşanlara, katillere, cinsel ahlaksızlık yapanlara, ruhçulukla uğraşanlara, putperestlere ve bütün yalancılara gelince” onların sonu “ikinci ölüm”dür (21:4-8).
tr.wikipedia.org Herkes kendi ayakları üzerinde durmak zorundadır, düşene acımak yoktur; bencillik, rekabet ve ahlaksızlık kolkola gider.
tr.wikipedia.org