Bu pazar yerlerinin özelliği satış reyonlarında sadece kadınların hizmet vermesidir.
tr.wikipedia.org Gwen onun süper market içinde olmadığını farkeder ve onu tahıl kutusunda bir kart için koca reyonu mahvetmiş durumda bulur.
tr.wikipedia.org Yenileme çalışmaları kapsamında çağdaş bir görünüme kavuşan köy meydanları, müzeler, modern tuvaletler, yenilenen satış reyonları, bölge turizmini canlandırarak, köy muhtarlıklarının gelirlerini de artırdı.
tr.wikipedia.org Teşhir salonları ve yönetim birimlerinin yanı sıra, bir kütüphanesi, bir küçük bir konferans salonu, turistik eşyaların satıldığı bir satış reyonu ile çocuk oyun odası vardır.
tr.wikipedia.org Bu nedenle, ürünün pazarlanmasında butik dükkanlardan ziyade büyük marketlerin ve ülke genelinde yaygın zincir marketlerin süt ürünü reyonlarını hedef alarak, markanın hızla büyümesini ve tüketiciler tarafından benimsenmesini kolaylaştırdı.
tr.wikipedia.org