Hüseyin, bir birlik olmadığını, servetlerine servet katmak için insanları birbirine boğazlattıklarını, karşı çıkanlara işkence yapan, öldüren çıkarcılar sürüsü olduklarını haykırır ve zalime biat edip susarak zulme ortak olmayacağını söyler.
tr.wikipedia.org Soytarılar, sarhoşlar, çıkarcılar, mevki düşkünleri, müzisyenler, deliler ve soyluların iç içe; burun buruna olduğu tabiri caizse oyun içinde oyundur.
tr.wikipedia.org Zihin kontrolü veya beyin yıkama, çıkarcı kişi veya grupların "kendi isteklerine başkalarına sistemli bir şekilde etik olmayan yollarla, ikna edip alıştırması" işlemine denir.
tr.wikipedia.org Film bir samurayın bir kasabanın çıkarcı yöneticileriyle baş etmesini konu edindi.
tr.wikipedia.org Başkanın konuşması kusursuz, çıkarcı, buyurgan bir küstahlıktadır.
tr.wikipedia.org