Khrysostomos, inatçı bir çekilde, müsrif sosyal olayları red ediyordu.
tr.wikipedia.org Ayrıca çevreciler, görüntü yönetimi için gökdelenlerdeki ışıkları bütün gece açık tutan film ekibinden, enerjinin müsrif edildiğini belirterek ricada bulundu.
tr.wikipedia.org Justinianus, zalim, rüşvet alan, müsrif ve yetersiz şekilde değerlendirilmiştir.
tr.wikipedia.org Herhangi bir yargı yoluna başvurulmadan ve polisler eliyle gerçekleştirilen bu kapatılmaya yaşlılar, sakatlar, akıl hastaları, eşcinseller, müsrif babalar, hayırsız evlatlar, çalışmayanlar ve çalışmayı kabul etmeyenler de dahildi.
tr.wikipedia.org Birçok kişi, gerçek köylüler çok zor şartlarda yaşamaya çalışırken, dünyadan bihaber müsrif kraliçenin "çobancılık" oynadığını düşünüyordu.
tr.wikipedia.org