Oldukça yanık, feryat eden, acısını dinleyene hissettiren, arap nağmeleri ve gırtlak oyunlarını yoğun şekilde kullanan, büyük bir sestir.
tr.wikipedia.org Aynı makamdan çeşitli taksimleri yan yana getirildiğinde, her taksiminin diğerlerindenden farklı nağmelerle örülü olduğu görülür.
tr.wikipedia.org Herhangi bir taksimi, sadece tekniği ile, mızrap vuruşlarıyla değil; nağmeleriyle, nağmeyi geliştirirken kullandığı tınılarla ve baskı (intonation) titizliğiyle de hemen kendini belli eder.
tr.wikipedia.org Erkeğin yüksek sesli, çeşitli nağmelere sahip ötüşü yakın bir akrabası olan bülbülü hatırlatır.
tr.wikipedia.org Prozodi veya müzik prozodisi, müziğin sözlere, sözlerin nağmelere, çeşitli vasıtalarla uygulanmasına ve her ikisinin de beste diksiyonu, mânâ ve âhenk bakımından başarılı bir şekilde kaynaşmasıdır.
tr.wikipedia.org