Переводы „tutarak“ в словаре турецко » немецкий

(Перейти к немецко » турецкий)

tutarak <-ğı>

1. tutarak MED :

tutarak

Anfall m

tutarak

Epilepsie f

tutarağı tutmak

einen Anfall bekommen

tutarağı tutmak

plötzliche Gier nach etwas verspüren

2. tutarak:

tutarak

Zünder m

Одноязычные примеры (не проверены редакцией PONS)

турецкий

Allah duasını kabul etti ve ona, halkın onu seyretmek için çıktıkları minarenin iki sütununu tutarak sallamasını ilham etti.

tr.wikipedia.org

Sonra ata doğru döner ve eyerin ortasını ya da öte yandaki kenarını tutarak hafifçe sıçrar.

tr.wikipedia.org

Uzaylı, insanların ellerini tutarak iletişim kurmayı öğrenmeye çalışır, ancak onun bu davranışını insanlar sapıklık olarak algılayıp onu kovalarlar.

tr.wikipedia.org

Meyveyi arka ayakları üzerine oturarak, tıpkı bir sincap gibi elleriyle tutarak yerler.

tr.wikipedia.org

Bu metotların ortak özelliği mekanik bir şekilde eriyik polimeri ya da çözeltiyi düselerden geçirip, daha sonra çekme işlemine tabi tutarak lif elde etmektir.

tr.wikipedia.org

Liberman'ın ifadesine rağmen, temyiz mahkemesi hakimi örgütün yalnızca üç üyesini gözaltında tutarak diğer üyeleri serbest bıraktı.

tr.wikipedia.org

Küçük ve yumuşak olan meyveler elle tek tek değil, çalının altına hasır serilerek ve dalın ucundan tutarak bir değnekle çırpılarak hasıra düşmesi sağlanır.

tr.wikipedia.org

Bu eserleri seyirciye sunarken orijinalliğini bozmadan müzikalitesini ön planda tutarak kendimize özgü yorumumuzla sunuyorlar.

tr.wikipedia.org

Eskiden gelin yeşil duvak ve kırmızı lacivert çizgili peştamal giydirilir at üstünde götürülürdü ve gelinin birer yanında ağabeyi veya dayısı kolundan tutarak eşilik ederdi.

tr.wikipedia.org

Ordu, ulusal sınırları savunmakla birlikte askeri stratejisini, saldıran orduyu sınırda tutarak yıpratıcı bir savunma taktiği uygulamak üzerine kurmuştur.

tr.wikipedia.org