Переводы „olunan“ в словаре немецко » турецкий

Ausfallzeit

işlem/devre dışı olunan süre

Одноязычные примеры (не проверены редакцией PONS)

турецкий

Bu basamaklardan birincisi olan evrimin olgusu, evrimin temel taşı ve son derece kesinlik arzeden bilgilere sahip olunan kısmıdır.

tr.wikipedia.org

Bu ekranda her bir sıra esnasında sahip olunan kahraman, eğer yeterli manası var ise, 1 adet büyü yapabilir.

tr.wikipedia.org

Parantez içindeki değerler sezonun tek lastik üreticisi olunan şampiyonlukları belirtir.

tr.wikipedia.org

Davud heykelinde olduğu gibi, burada da zapt olunan hareket,yahut biraz sonra harekete geçecek olan sükun ifade edilir.

tr.wikipedia.org

Sahip olunan toprağa el konulması, ailenin kadın veya kızlarından birine laf atılması, sarkıntılık, tecavüz veya kız kaçırılması, evlilik dışı bir kızın hamile kalması, aile fertlerinden birinin öldürülmesi, hakarete uğraması vb.

tr.wikipedia.org

Her örümcek ısırığında yaraya venom enjekte edilmez ve enjekte olunan venomun miktarı örümceğin türüne ve çevre şartlarına göre değişiklik gösterir.

tr.wikipedia.org

Sahip olunan bu büyük kamuflaj özelliği için hareket yeteneklerinden ödün vermeleri gerekmiştir.

tr.wikipedia.org

Bununla birlikte, temsilcinin var olmayan temsil yetkisine dayanarak yaptığı işlem, sonradan temsil olunan tarafından onaylanırsa yapılan işlem geçerli hâle gelecektir.

tr.wikipedia.org

Aşık olunca da büyür gözbebeği; demek ki âşık olunan hep uzaktadır.

tr.wikipedia.org

Saygı, ilişkide olunan, iletişim kurulan varlık veya oluşumun hak, değer, inanç ve her türlü özelliğini göz önünde tutmak ve bunlara önyargısız yaklaşmayı içerir.

tr.wikipedia.org